olduğunu ve hasat zamanı küçük bir taş bile yu-
varlansa bundan zarar göreceğini belirtti. Aslında
bize anlattığı bu durumu formenine ya da şefine
söylese de olurdu. Ama o yine de bize söylemeyi
tercih etti. Bu, bizim köylülerden sahada çalışan iş-
çilere kadar, ekip olarak verdiğimiz güvenin bir işa-
reti. Bu gibi örnekleri, ekip olarak güven temelinde
inşa ettiğimiz ilişkilerin başarısı olarak görüyoruz.
Köyde yaptığımız toplantılara ilk gelenler, “Bizim
zamanımız yok. Sen anlat, biz sonra başkalarına
anlatırız” derler. Siz anlatmaya başlarsınız, biraz
sonra bir başkası gelir ve tekrar anlatmak zorunda
kalırsınız. Biraz sonra bir başkası gelir ve siz yine
anlatmak zorunda kalırsınız. Toprak sahiplerinden
biri, bu sabrımızı gördükten sonra bize, “Siz hangi
okuldan mezunsunuz? Orada size sabır da öğreti-
yorlar mı?” demişti.
“Tekfen kültürüne kısa sürede uyum sağladık”
Kimi zaman, sahada yaşanan küçücük bir aksak-
lık için kilometrelerce yol gitmemiz gerekebiliyor.
Ama sayısız kez köylere gitmemize rağmen bazen
ulaşamadığımız kişiler olabiliyor. Biz de ulaşılabilir
olmak amacıyla her zaman iletişim numaralarımızı
paylaşıyoruz. Yaptığımız toplantılarda katılımcılara
bizi 24 saat istedikleri zaman arayabileceklerini
söylüyoruz. Sabırla insanların sorunlarını dinliyor
ve mutlaka çözümlemek için çalışıyoruz.
Uluslararası projelere imza atan Tekfen’de, biz de
birçok arkadaşımız gibi ilk defa görev alıyoruz.
Tekfen kültürünü almış arkadaşlarımıza kısa süre-
de uyum sağladık. Onların da yardımıyla, bu pro-
jeyi Tekfen’in imza atmış olduğu değerli projeler
arasına kaydetmek istiyoruz. Ülkemizde yapılan
projelerin çoğunda çevre, sosyal ilişkiler ve iş gü-
venliği konularında olumsuz izlenimler var. Yerel
halkın bize de ilk tepkileri bu yönde oluyor. Ancak
projedeki disiplin ve titiz çalışmayı gördükten son-
ra düşünceleri değişiyor. Bizim amacımız, proje
tamamlandığında, tüm yöre halkının Tekfen’in pro-
jeyi dört dörtlük tamamladığını düşünmeleri. Tüm
çabamız bunun için.
25
ERCAN BAYŞU
HALKLA İLİŞKİLER ŞEFİ
Bize dedikleri tek şey, “Teşekkürler!”
Ben, TANAP Projesi Kısım 5 Halkla İlişkiler Şefiyim.
Daha önce OMV Samsun Elektrik Doğal Çevrim
Santralı Doğalgaz Boru Hattı dahil birçok projede
görev aldım.
Bizim ekip olarak amacımız, “mağdur etmeyelim
vemağdur olmayalım” prensibiyle ilerlemek. Bunu,
yaptığımız her toplantıda katılımcılara anlatıyoruz.
Ekibimizi önce BOTAŞ personeli sanıyorlar. Bizden
önce gelen birçok ekibin anlattıklarının üzerine,
bizim de kamulaştırma konularıyla ilgili bilgi vere-
ceğimizi sanıyorlar. Bize ilk sordukları soru, “Sizin
göreviniz nedir?” oluyor. Biz kendimizi tanıttığı-
mızda, “İnşaat projesinde sizin ne işiniz var?” diye
soruyorlar. “Sizin taleplerinizi, isteklerinizi, önerile-
rilerinizi dinlemeye, sorunlarınızı çözmeye geldik.
Sizin için buradayız,” dediğimizde şaşırıyorlar. Bize
dedikleri tek şey, “Teşekkürler!”
Kendilerinin bir muhatap olarak görülmesi ve in-
şaat aşamasında mağduriyete uğramamaları için
yapılan çalışmalar, bize olan güvenlerini kat be
kat artırıyor. Aslında bu projenin sadece bir inşaat
projesi değil, yöreye sosyal ve ekonomik bir katkı
olduğunu görmeleri için attığımız adımlar, pay-
daşlarımızla sağlam köprüler kurmamızı sağlıyor.
Aldığımız olumlu geri dönüşler ise, atacağımız
sonraki adımlar için bize cesaret veriyor.
“Size okulda sabır da öğretiyorlar mı?”
Bugüne kadar, yerel halk üzerinde tesis ettiğimiz
güveni gösteren birçok örnek yaşadık. Mesela
kazı işleri yoğun bir şekilde devam ederken, saha-
da taşeron işçilerden biri önümüzü kesti. Bu işçi,
köylerde yaptığımız toplantılar sırasında aldığımız
başvurulardan taşerona yönlendirdiğimiz kişiler-
den biriydi. Bize yaklaşık 100 metre sonra kazı işle-
rinin kendi tarlasında başlayacağını, tarlasının ekili
BU PROJENİN YÖREYE SOSYAL VE
EKONOMİK BİR KATKI OLDUĞUNU
GÖRMELERİ İÇİN ATTIĞIMIZ
ADIMLAR, PAYDAŞLARIMIZLA
SAĞLAM KÖPRÜLER KURMAMIZI
SAĞLIYOR.
ALDIĞIMIZ OLUMLU
GERİ DÖNÜŞLER İSE, ATACAĞIMIZ
SONRAKİ ADIMLAR İÇİN BİZE
CESARET VERİYOR.