açmak. Şu ana kadar yaptığımız uygulamalar
vatandaşta karşılığını buldu, bu nedenle de faali-
yetleri aksatmaya yönelik bir tavır sergilemiyorlar.
Çeşitli sorunlar çıktığı zaman bile, çözüm odaklı
olduğumuzu gördüklerinden olumsuz tavır ve
davranışlardan vazgeçiyorlar. Vatandaşın bu yak-
laşımının nedenini kısaca hız, ulaşılabilir olmak ve
çözüm odaklı olmak şeklinde özetleyebiliriz.
Bir keresinde köylerden birinde muhtarla saha
mühendisi arasında sıkıntı yaşandığı için muhtar
sinirli bir şekilde beni aradı. Çalışanımızın öfkeli ko-
nuşmaları telefondan duyuluyordu. Muhtara, “Sen
kahveye otur, çay içesiye gelirim, konuyla ben il-
gileneceğim,” dedim. Vardığımda muhtarın siniri
geçmişti. Oraya varınca benim konuyla profesyo-
nel bir şekilde ilgileniyor olmam durumu yatıştırdı
ve sorunu halledebildik.
“Kullanılacak her sözcüğün itinayla seçilmesi
gerekiyor”
Hiçbir sorun aynı olmadığı gibi, çözümü de aynı
değil. Öncelikle karşıdaki kişiyi dinlemek, söyle-
mek istediklerini anladığını hissettirmek sorunun
yüzde 50’sini çözüyor. Halkla ilişkiler uzmanlarının
kırsal yaşam, arazi kullanımı, çiftçilerin toprakla
olan bağı, yıl içerisindeki faaliyetlerin zamanlaması
gibi konularda biraz bilgili olması lazım. Önsezile-
ri güçlü, toplumsal normlar ve dengeleri iyi ana-
liz edebilen, aynı zamanda dinlemesini bilen, her
kesimden insanla iletişim kurabilen, mütevazı bir
yapısı olması önemli.
Kullanılacak her sözcüğün itinayla seçilmesi gere-
kiyor. Çünkü çok küçük bir söylenti bile, bırakın köy
içinde, köyler arasında çok hızlı bir şekilde yayılı-
yor. Ardından gerekli bilgilendirmeler yapılsa bile
söylenti uzun süre devam edebiliyor. Bu da iş yü-
kümüzü artıran bir şey. Çünkü bu tür durumlar için
ayrı bir emek ve çaba sarfetmek, zaman ayırmak
gerekiyor. Bu nedenle bir yandan da birlikte çalış-
tığımız sahadaki arkadaşlarımıza halkla ilişkiler eği-
timleri veriyoruz. Bu eğitimlerde neyi neden yap-
tığımız konusunda personelimizi bilgilendiriyoruz.
RAMAZAN GÜLER
HALKLA İLİŞKİLER UZMANI
“En iyi reklam, hizmeti alanın yaptığı
reklamdır”
TANAP projesinde Halkla İlişkiler Uzmanı olarak
görev almadan önce, başka özel firmalar adına
resmi kurumlar ile iletişim ve izinler konusunda
çalıştım. Burada önceki deneyim ve tecrübelerimi
bire bir sahada uygulama fırsatı buluyorum. Bu iş
bana, geniş bir alanda çeşitli insan ve toplumsal
yapıları tanıma ve yeni deneyimler edinme konu-
sunda katkı sağlıyor.
Kırsal kesimde bundan önce yapılan projelerin
çoğunda, yerel halkın görüşleri ve istekleri ciddiye
alınmamış, söyledikleri dinlenmemiş, hatta mu-
hatap bile bulamamışlar. Bu nedenle bizim yaptı-
ğımız uygulamalar insanlar tarafından şaşkınlıkla
karşılanıyor. Bir şikâyet geldiğinde bunun halledil-
me hızı yerel halk arasında konu oluyor.
Aslında bu iş zamanla yarış gibi. Çünkü bir sorun
veya talep için ne kadar hızlı hareket edilirse, çö-
züm de o denli kolaylaşıyor. Belli bir güven oluş-
turulduğu zaman, süreç içinde yaşanabilen olum-
suzluklara verilen tepkiler de daha ılımlı oluyor.
Bizim muhatap olduğumuz insanlar aktardıkları
sorunlarla ilgili çözüm arandığını, sorunun halle-
dilmesi için gerekenin yapıldığını anladılar. Bu da
fısıltı gazetesiyle bütün köylerde duyuldu. “En iyi
reklam, hizmeti alanın yaptığı reklamdır” anlayışı
geçerliliğini bir kez daha kanıtladı.
“Hız, ulaşılabilir olmak, çözümodaklı olmak...”
Tekfen yönetimi sahadaki uygulamalarımız konu-
sunda bize tam destek veriyor; olaylar karşısındaki
müdahalelerimizi takip ediyor. Yönetimin verdiği
bu destek ve birim amirlerimizin verdiği özgüven-
le, sahada elimiz güçlenmiş olarak kararlar alabi-
liyoruz. Bütün bu çalışmaların amacı, inşaat faali-
yetlerinin aksamadan devam etmesi için önünü
KIRSAL KESİMDE BUNDAN ÖNCE
YAPILAN PEK ÇOK PROJEDE, YEREL
HALKIN GÖRÜŞLERİ, İSTEKLERİ
CİDDİYE ALINMAMIŞ, SÖYLEDİKLERİ
DİNLENMEMİŞ, HATTA MUHATAP
BİLE BULAMAMIŞLAR.
BU NEDENLE
BİZİM YAPTIĞIMIZ UYGULAMALAR
İNSANLAR TARAFINDAN
ŞAŞKINLIKLA KARŞILANIYOR.
27