Background Image
Previous Page  27 / 60 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 27 / 60 Next Page
Page Background

açmak. Şu ana kadar yaptığımız uygulamalar

vatandaşta karşılığını buldu, bu nedenle de faali-

yetleri aksatmaya yönelik bir tavır sergilemiyorlar.

Çeşitli sorunlar çıktığı zaman bile, çözüm odaklı

olduğumuzu gördüklerinden olumsuz tavır ve

davranışlardan vazgeçiyorlar. Vatandaşın bu yak-

laşımının nedenini kısaca hız, ulaşılabilir olmak ve

çözüm odaklı olmak şeklinde özetleyebiliriz.

Bir keresinde köylerden birinde muhtarla saha

mühendisi arasında sıkıntı yaşandığı için muhtar

sinirli bir şekilde beni aradı. Çalışanımızın öfkeli ko-

nuşmaları telefondan duyuluyordu. Muhtara, “Sen

kahveye otur, çay içesiye gelirim, konuyla ben il-

gileneceğim,” dedim. Vardığımda muhtarın siniri

geçmişti. Oraya varınca benim konuyla profesyo-

nel bir şekilde ilgileniyor olmam durumu yatıştırdı

ve sorunu halledebildik.

“Kullanılacak her sözcüğün itinayla seçilmesi

gerekiyor”

Hiçbir sorun aynı olmadığı gibi, çözümü de aynı

değil. Öncelikle karşıdaki kişiyi dinlemek, söyle-

mek istediklerini anladığını hissettirmek sorunun

yüzde 50’sini çözüyor. Halkla ilişkiler uzmanlarının

kırsal yaşam, arazi kullanımı, çiftçilerin toprakla

olan bağı, yıl içerisindeki faaliyetlerin zamanlaması

gibi konularda biraz bilgili olması lazım. Önsezile-

ri güçlü, toplumsal normlar ve dengeleri iyi ana-

liz edebilen, aynı zamanda dinlemesini bilen, her

kesimden insanla iletişim kurabilen, mütevazı bir

yapısı olması önemli.

Kullanılacak her sözcüğün itinayla seçilmesi gere-

kiyor. Çünkü çok küçük bir söylenti bile, bırakın köy

içinde, köyler arasında çok hızlı bir şekilde yayılı-

yor. Ardından gerekli bilgilendirmeler yapılsa bile

söylenti uzun süre devam edebiliyor. Bu da iş yü-

kümüzü artıran bir şey. Çünkü bu tür durumlar için

ayrı bir emek ve çaba sarfetmek, zaman ayırmak

gerekiyor. Bu nedenle bir yandan da birlikte çalış-

tığımız sahadaki arkadaşlarımıza halkla ilişkiler eği-

timleri veriyoruz. Bu eğitimlerde neyi neden yap-

tığımız konusunda personelimizi bilgilendiriyoruz.

RAMAZAN GÜLER

HALKLA İLİŞKİLER UZMANI

“En iyi reklam, hizmeti alanın yaptığı

reklamdır”

TANAP projesinde Halkla İlişkiler Uzmanı olarak

görev almadan önce, başka özel firmalar adına

resmi kurumlar ile iletişim ve izinler konusunda

çalıştım. Burada önceki deneyim ve tecrübelerimi

bire bir sahada uygulama fırsatı buluyorum. Bu iş

bana, geniş bir alanda çeşitli insan ve toplumsal

yapıları tanıma ve yeni deneyimler edinme konu-

sunda katkı sağlıyor.

Kırsal kesimde bundan önce yapılan projelerin

çoğunda, yerel halkın görüşleri ve istekleri ciddiye

alınmamış, söyledikleri dinlenmemiş, hatta mu-

hatap bile bulamamışlar. Bu nedenle bizim yaptı-

ğımız uygulamalar insanlar tarafından şaşkınlıkla

karşılanıyor. Bir şikâyet geldiğinde bunun halledil-

me hızı yerel halk arasında konu oluyor.

Aslında bu iş zamanla yarış gibi. Çünkü bir sorun

veya talep için ne kadar hızlı hareket edilirse, çö-

züm de o denli kolaylaşıyor. Belli bir güven oluş-

turulduğu zaman, süreç içinde yaşanabilen olum-

suzluklara verilen tepkiler de daha ılımlı oluyor.

Bizim muhatap olduğumuz insanlar aktardıkları

sorunlarla ilgili çözüm arandığını, sorunun halle-

dilmesi için gerekenin yapıldığını anladılar. Bu da

fısıltı gazetesiyle bütün köylerde duyuldu. “En iyi

reklam, hizmeti alanın yaptığı reklamdır” anlayışı

geçerliliğini bir kez daha kanıtladı.

“Hız, ulaşılabilir olmak, çözümodaklı olmak...”

Tekfen yönetimi sahadaki uygulamalarımız konu-

sunda bize tam destek veriyor; olaylar karşısındaki

müdahalelerimizi takip ediyor. Yönetimin verdiği

bu destek ve birim amirlerimizin verdiği özgüven-

le, sahada elimiz güçlenmiş olarak kararlar alabi-

liyoruz. Bütün bu çalışmaların amacı, inşaat faali-

yetlerinin aksamadan devam etmesi için önünü

KIRSAL KESİMDE BUNDAN ÖNCE

YAPILAN PEK ÇOK PROJEDE, YEREL

HALKIN GÖRÜŞLERİ, İSTEKLERİ

CİDDİYE ALINMAMIŞ, SÖYLEDİKLERİ

DİNLENMEMİŞ, HATTA MUHATAP

BİLE BULAMAMIŞLAR.

BU NEDENLE

BİZİM YAPTIĞIMIZ UYGULAMALAR

İNSANLAR TARAFINDAN

ŞAŞKINLIKLA KARŞILANIYOR.

27