20
HABERLER
BİR CEVİZ AĞACI VAR. O AĞAÇ,
GAFFAR OKKAN OLAYINDA ŞEHİT
OLAN POLİSLERDEN BİRİNİN
DİKTİĞİ AĞAÇMIŞ.
BİZ BU AĞACI
KORUMAK İÇİN GÜZERGÂHI BİRAZ
KAYDIRDIK.
YÖRE HALKI BU GİBİ
HASSASİYETLERDEN ÇOK MEMNUN
OLUYOR.
MUSTAFA DURMUŞ
ÇEVRE SÜPERVİZÖRÜ VE EKOLOG
“Esas uğraşımız, bizimdoğaya negatif bir
etkimizin olmaması”
Tekfen’de bir yılı aşkın süredir Çevre Süpervizörü
ve Ekolog olarak çalışıyorum. Bu, sektördeki ilk de-
neyimim. Daha önce çeşitli sivil toplum örgütleriy-
le doğayı koruma ve biyoçeşitlilik projeleri yaptım.
Türkiye’de yaşayan, nesli tehlike altındaki hayvan-
larla ilgili çalışmalarda bulundum. Sürekli doğanın
içindeydim. Şimdi aslında bu deneyimlerimi bir in-
şaat projesinde ortaya koyabilme fırsatı çıktı karşı-
ma. Oldukça da memnunum. Bir yandan da yaban
hayatı koruma üzerine doktoramı yapıyorum.
Biz burada, genel olarak, bütün çalışmaların ÇED
kurallarına ve standartlarına uygun olması için
çalışıyoruz. Bu kapsamda çok fazla şey var. Eroz-
yonla mücadeleden yaban hayatına kadar birçok
konuda çalışmalar sürdürüyoruz. Buradaki inşaa-
tın doğaya ve çevreye etkilerini minimize edecek
şekilde çalışıyoruz. Sahadaki arkadaşlarımızı da
öyle yönlendiriyoruz.
Örnek olarak yaptığımız çalışmaların bir tanesin-
den bahsedeyim. Üst toprak çok değerli. Binlerce
yılda oluşan, bitkisel gelişime uygun olan toprak.
Onun altındaki toprak ise daha verimsiz diyebile-
ceğimiz bir tabaka. Biz inşaat öncesi çalışmalarla
verimli toprağın nerede, hangi kilometreler ara-
sında, ne kadar sıyrılması gerektiğini belirliyoruz.
Ondan sonra da, çalışma sırasında gerçekten
söylediğimiz oranda sıyrılıp sıyrılmadığını, sıyrılan
toprağın gerektiği gibi depolanıp depolanmadığı-
nı izliyoruz.
İkinci hassasiyetimiz de akarsular. Akarsular çok
hassas ekosistemlerdir. Değişimlerden çok çabuk
etkilenirler. Bu konuda da etkimizi en aza indirecek
şekilde çalışıyoruz. Derelere herhangi bir sızıntı
olmaması için, toprak dökülmemesi için önlemler
alıyoruz. Dere geçişlerinde su akışını kesmiyoruz.
Yerleştirdiğimiz borularla suyun akışını sağlarken,
kenarlardan herhangi bir malzeme dökülmesin
diye etrafını kum torbalarıyla, taşlarla örüyoruz.
Hem inşaat öncesi, hem inşaat sırasında, hem de
inşaat sonunda derenin alt ve üst taraflarından su
numuneleri alarak su kalitesine bir etkimiz olup ol-
madığını kontrol ediyoruz. Elbette özellikle yağışlı
dönemlerde yukarıdan dereye malzeme geliyor.
Ama doğanın kendi yaptığı etkiye yapacak bir şe-
yimiz yok. Esas uğraşımız, bizim olumsuz bir etki-
mizin olmaması.
“Böcek deyip geçmemek gerekiyor”
Projenin ön çalışmalarında ekolojik olarak önemli
alanlar uzmanlarca belirlenmiş. Bunlar kritik habi-
tat olarak adlandırılıyor. Bizim yaptığımız kısımda 9
tane kritik habitat, 6 tane de tatlı su kritik habitatı
var. Kritik habitat dediğimiz yerler, canlı türlerinin
özel yaşam alanları. Bunlar ne olabilir? Sadece be-
lirli alanda yaşayan bir tür olabilir. Önemli bir tür,
sınırlı bir tür olabilir. Sadece Türkiye’de bulunan bir
tür olabilir. Söz konusu bölge, hayvanların üreme
yeri olabilir. Göç zamanında kuşların dinlenme
yeri olabilir. Bizim kritik habitatlarımız çoğunlukla
endemik türlerle ilgili. Örneğin iki tane endemik
sinek türümüz var. Çoğu insan sinek deyip geçer
belki, ama bunların hepsi bizim değerimiz. Başka
ülkelerde bulunmayan hayvanlar. Böcek deyip
geçmemek gerekiyor. Hepsi bizim zenginliğimiz.
Geçtiğimiz yerlerdeki böcek ve bitki türleri üze-
rindeki etkimizi minimize etmek için özel bir çaba
gösteriyoruz. Mesela bir böceğimiz var. Böceğin
yaşayabilmesi için yumurtalarını bıraktığı bir bitki
var. Yolumuz üzerindeki o bitkileri elle topladık.
Bunlar, yumurtalara zarar gelmeyecek ve böcekle-
rin gelişimini etkilemeyecek şekilde, sahada istifli
bir şekilde saklanıyor. Burası eski haline getirildi-
ğinde, o bitkilerin tohumları, yeniden toprağa eki-
lecek, böcekler yine o bitkilere yumurtalarını bıra-
kacak. Bu gibi çalışmaları bizler organize ediyoruz.
Hassas noktalarda çalışmalar başlamadan önce
inşaat grubunu bilgilendiriyoruz. Eğer bu alanın
özel bir dönemi varsa, o dönemde araziye girmi-
yoruz. Örneğin bitkiler için genellikle yaz ayları
tohum dönemi oluyor. Eğer bölgede endemik bir
tür varsa, inşaat başlamadan önce o bitkilerden
tohum toplamamız lazım. Eğer tohum toplama
dönemiyle inşaat dönemi kesişirse, o bölgedeki
inşaat işlerini atlıyoruz. Topladığımız tohumları
özel bir odada muhafaza ediyoruz. Bir kısmını da
Ankara’daki gen bankasına götürüyoruz. Sadece
endemik bitkileri değil, önemli gördüğümüz başka
bitkilere rastlarsak onları da topluyoruz. Kayıtlarını
alıyoruz ve oralar eski haline getirilirken tekrar eki-
mini yapıyoruz.
Onun dışında nisan ve haziran ayları arasındaki
dönem balıkların üreme dönemi. Bu tarihler ara-
sında, tatlı su habitatlarında kesinlikle inşaat faa-
liyetlerinde bulunmuyoruz. Ancak üreme dönemi
bittikten sonra inşaata başlıyoruz.
Şehit polisin ağacı
Hat boyunca maalesef kesmek zorunda olduğu-
muz ağaçlar karşımıza çıkıyor. Ağaç kesmemiz ge-
rektiğinde de mutlaka kuş yuvası olup olmadığını
kontrol ediyoruz. Yuva aktif olarak kullanılıyorsa
ağaç işaretleniyor, kuşlar yumurtadan çıkıp uçana
kadar o ağaca dokunulmuyor. Ayrıca çalışmayı et-
kilemeyecek durumda ağaçlar varsa, onlara zarar
vermeden geçmeye çalışıyoruz. Örneğin bir ceviz
ağacı var. O ağaç, 2001 yılında Diyarbakır’da su-
ikaste uğrayan Gaffar Okkan olayında şehit olan
polislerden birinin diktiği ağaçmış. Bunu bize yöre
halkı söyledi. Bu tip durumlarda toplumsal hassa-
siyetleri göz önünde bulundurmaya çalışıyoruz.
Biz bu ağacı korumak için güzergâhı biraz kaydır-
dık. Bunun gibi, tepelerden geçerken bazen dikil-
miş bayraklar çıkıyor karşımıza. Bayrağı düzgün bir
yere taşıyoruz ya da imkân varsa hiç dokunmadan
devam ediyoruz. Yöre halkı da bu hassasiyetten
çok memnun oluyor. Ayrıca ülkeye faydalı bir pro-
jenin taraflarından biri oldukları için de mutlulular.
Tüm birimler olarak biz de onlara elimizden geldi-
ğince yardımcı olmaya çalışıyoruz.