43
TEKFEN MÜHENDİSLİK
MÜHENDISLIK NIÇIN ÖNEMLI?
Mühendislik, ülkenin ekonomi ve kalkınmasıyla çok yakından bağlan-
tılı. Günümüzde mühendisliğin bir ülke için önemi, hep Kore ve Japon-
ya örneği üzerinden anlatılır. Batı’da bu durum çok önce kavranmış,
ona göre politikalar saptanmış. Mühendislik pek çok şeyin çıkış nok-
tası. Mühendislik, sınırları sadece kendi içinde kalan bir hizmet değil.
Siz bir şey tasarlarken, onu malzemesinden imalat şekline kadar her
şeyi tanımlamış oluyorsunuz. Bunu yaparken tasarladığınız ürünün
öncelikle kendi ülkenizde yapılabilirliğini dikkate alıyorsunuz. Bir an-
lamda sanayiye sektör bazında iş olanaklarını açmış oluyorsunuz. Ör-
neğin bir rafineri yapıyorsunuz. O rafinerinin ekipmanlarının dizaynını
ve devamında “tedarikini” siz yapıyorsanız, öncelikle lokal pazar ola-
naklarını zorluyorsunuz; yerel sanayiye bu yönde ciddi bir kapı açılmış
oluyor. Bu da tabii imalat sektörünü çok ciddi şekilde motive ediyor.
Zincirleme olarak ona bağlı diğer sektörlerde de daha kalıcı ve istih-
dama yönelik yatırımların önü açılmış oluyor.
BIR ÜLKENIN MÜHENDISLIK ALTYAPISI NASIL GELIŞEBILIR?
Tasarım mühendisliği bilgi ve deneyim işidir. Deneyim iş yaptıkça edi-
nilir ve en kolay, kendi dilinizi konuşabildiğiniz kendi ülkenizde kazanılır.
Bu yüzden ülkenizde yapılan her bir mühendislik yatırımı, yerel mühen-
dislik tasarım firmalarının deneyim kazanması açısından çok önemli-
dir. Bunun sağlanabilmesi, yani Türk tasarımmühendislerinin ülkedeki
ALPARSLAN GÜRE
yatırımlarda rol alabilmeleri için de devlet desteği, devletin korumacı
politikalar üretmesi şart. Sadece lafta, “Mühendislik firmaları kuralım,
onları yaşatalım” demek yeterli değil. Aynı zamanda bunlara istikrarlı
bir şekilde iş sağlamak gerekiyor; iş sağlamak için de koruyucu devlet
politikaları gerekiyor. Hep Kore örneği veririm. Kore’nin yaptığı o. Aynı
şey İspanya’da da var, başka ülkelerde de var. Böyle ülkelerde, dışarı-
dan gelip elinizi kolunuzu sallayarak mühendislik yapamazsınız.
TÜRKIYE’DEKI PROBLEM NEDIR?
Türkiye’demühendisliği gerçek anlamda destekleyen politikalar maa-
lesef üretilemedi. 1970’li yıllarda, “Yabancı mühendislere hayır!” diye
bir söylem vardı, ama o biraz da ideolojik bir söylem olarak kaldı. Bu-
gün geldiğimiz noktada, o söylemlerin ciddiye alınması gerektiği daha
çok dile getiriliyor. Türkiye’ye baktığınız zaman, birçok büyük proje ya-
pılıyor. Bu projelerin çoğunun finansmanında yabancı kaynaklar kulla-
nılıyor. Söz konusu projelerin mühendislik işlerini de, kim bunun fi-
nansmanını karşılıyorsa, o ülkelerin firmaları yapıyor. Bizim bugün en
büyük handikabımız bu. Gerçekleştirilen dev projelerin hemen hiçbi-
rinde Türk mühendisinin katkısı olamıyor. Oysa ihale safhasında yerli
mühendislik katkısı, devletçe belirlenecek bir kota ile yabancı yatırım-
cılara bir zorunluluk olarak getirilebilir. Hatta bu sadece kamu yatırım-
ları için değil, özel sektör yatırımcıları için de uygulanabilir. Aksi halde
ülkede mühendisliğin gelişmesi çok zor. Suudi Arabistan, Katar gibi
ülkelerde bile, yanınıza yerel bir mühendislik firması almadan iş yap-
manız mümkün değil. Hele Kore’de bir yabancı firmanın iş yapması
neredeyse imkânsız. Mühendislik sektörü ciddi anlamda devletin ko-
ruması altında. Kore mucizesinin altında bu tip politikaların da önemli