Background Image
Previous Page  18 / 60 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 18 / 60 Next Page
Page Background

18

HABERLER

İPEK GÜLKAYA

TAŞGIN

ÇEVRE MÜDÜRÜ

“Amaç, boru hattı inşasının çevre üzerindeki

etkisini en aza indirmek”

Ben bir seneyi aşkın süredir Tekfen’deyim. Bu proje

için geldim. 18 senelik tecrübem var çevre konu-

sunda. Daha önce BTC Boru Hattı projesinde gö-

rev aldım. Çevre hassasiyeti açısından o proje de

aynı yaklaşımla yapılmıştı. 2000-2001 yılında saha

çalışmaları başladı, 2005-2006 arası işletmeye

alındı. Hepimizin yetiştiği projedir. O projenin ter-

minal kısmında yine Tekfen vardı.

TANAP, çevre hassasiyeti son derece yüksek bir

proje. Burada amaç, boru hattı inşasının çevre üze-

rindeki etkisini en aza indirmek. İnşaata başlanma-

dan önce uzman hocaların da katkısıyla kapsamlı

bir ÇED raporu hazırlandı. Bu raporda, güzergâh

üzerindeki bütün ekolojik hassasiyetler belirlenmiş

durumda. Mesela raporda deniyor ki, “Şu koordi-

natlarda, bölgeye özel bir bitki var. Sahaya girme-

den önce bitkinin tohumunu toplayacaksınız. Özel

olarak saklayacaksınız. Yarısını Ankara’da Tarım

Bakanlığı’na bağlı gen bankasına göndereceksiniz.

Proje bitip boru hattının üzeri kapatıldıktan sonra

da bu tohumları kullanarak bölgeyi eski haline ge-

tireceksiniz.”

İnşaatı etkileyecek bu gibi hassasiyetleri tespit

etmek için biz, çalışmalara başlamadan önce hat

üzerinde “pre-construction survey” (inşaat önce-

si inceleme) dediğimiz bir güzergâh yolculuğuna

çıkıyoruz. Bu yolculukta arkeoloğumuz, biyolo-

ğumuz, toprak uzmanımız, halkla ilişkiler ekibimiz

ve iş güvenliği ekibimiz tüm hattı yürüyor. Eğer

güzergâh üzerinde bir su geçişi varsa, ekin varsa,

arkeolojik bir buluntu varsa veya önemli bir hassas

alandan geçiyorsak, bunları tespit ediyor ve inşaat

ekibine bildiriyoruz. İnşaat ekibi de çalışmalarını

buna göre yönlendirip özel önlemlerini alıyor.

“Güzergâh boyunca 36metrelik bir koridor

oluşturuyoruz”

Boru hattında bizim iş yapabilmemiz için, ilk önce

bize güzergâhın teslim edilmesi gerekiyor. Bu tes-

lim işlemini, TANAP ve işveren BOTAŞ ile birlikte

yapıyorlar. Biz araziye girmeden önce, arazi sahibi

ile bir protokol imzalıyoruz, “Ben senin arazine şu

şekilde giriyorum, şu şekilde teslim alıyorum,” şek-

linde. Protokolde, arazinin mevcut durumu ayrıntılı

bir şekilde belirtiliyor. Daha sonra işimiz bittiğinde

de aynı şekilde “arazi çıkış formu” imzalatıyoruz;

“Ben senin arazini aldığım gibi teslim ediyorum,”

anlamında.

Araziyi teslim alınca, güzergâh boyunca 36 metre

genişliğinde bir koridor oluşturuyoruz. Üstteki ne-

bati toprak dediğimiz verimli toprağı kenara sıyırıp

düzgün bir şekilde depoluyoruz. Yığınlar arasında

boşluklar bırakıyoruz ki yaban hayvanları geçebil-

sin. Ayrıca erozyona uğramaması için önlemleri-

mizi alıyoruz. Ardından servis yolu düzleştiriliyor,

inşaat araçlarının çalışmasına uygun hale getirili-

yor. Borular getirilip yan yana dizilmeye başlanıyor.

Sonra kaynak aşaması başlıyor. Borular birbirine

kaynatılıyor. Arazinin eğimine göre bazı boruların

bükülmesi gerekiyor. Sonra trenç (hendek) açma

ekibi sahaya giriyor. Hendekten çıkan alt toprağı

da diğer tarafa yığıyor. Bir tarafta üst toprak, diğer

tarafta alt toprak. Birbirine asla karışmayacak şekil-

de duruyor. Hendeğin derinliği arazinin durumuna,

yol veya akarsu geçişlerine göre belirleniyor. 2,5

metre olan yer de var, 6 metreye ulaşan yer de var.

Hendeğin açılmasından sonra, kaynatılan borular

hendeğe indiriliyor. Boru yataklandıktan sonra ke-

nardaki alt toprak geri dolduruluyor. Son olarak da

üst toprak seriliyor. Bu aşamada, araziyi ilk aldığı-

mızda çekmiş olduğumuz fotoğraflar bize referans

oluyor. Güzergâh üzerinde kesmek zorunda kal-

dığımız ağaçların türünü, sayısını ve lokasyonunu

kayıt altına alıyoruz. Doğaya yeniden kazandırma

aşamasında, kestiğimiz yere aynı ağacı dikiyoruz.

“Çocukları kazanmak çok önemli”

TANAP’tan önce BTC Ham Petrol Boru Hattı’nda

da benzer bir çevre hassasiyeti gösterilmişti.

Türkiye’nin çevre mevzuatı AB’ye uyumlu. Bura-

daki temel zorluk, mevzuata uyum sağlayabilmek

için gereken altyapının ülke çapında yeterli olma-

ması. Örneğin, atıklar konusu. Atıkların, Çevre ve

Şehircilik Bakanlığı’nca lisanslı tesislere gönde-

rilmesi gerekli. Fakat bu tesisler Orta Anadolu’da

yaygın değil. Bu nedenle daha uzak mesafelere

göndermek zorunda kalıyoruz. Bu da hem zaman

kaybına, hem de maliyet artışına yol açıyor.

Projeyi gerçekten en az çevresel etkiyle, mevzuata

uygun ve dünyadaki en iyi uygulamalara benzer

bir şekilde gerçekleştirmeye çalışıyoruz. Bunu ya-

parken de hem yerel halkla, hem de kamu ve sivil

toplum kuruluşlarıyla işbirliği içinde hareket etme-

yi hedefliyoruz. Örneğin, Orman Bölge Müdürlük-

leri ile çalışarak, ağaç dikimlerinde onların fidanlık-

larından ve tecrübelerinden yararlanıyoruz. Bir sivil

toplum kuruluşu ile kuş gözlemi yaptık. Kuş türle-

rini ve sayısını tespit ederek, Türkiye’nin kuş atlası-

na katkıda bulunduk. Bu gibi projelerde çocukları

kazanmak ve onlara bir şeyler kazandırmak çok

önemli. Bir “Çevre Dostu Sertifikamız” var. Halkla

ilişkiler ekibimizle birlikte okullara giderek çevre

konusunda bilinçlendirme eğitimleri düzenliyoruz.

Sonunda da çocuklara sertifikalarını veriyoruz. Bu

tür şeyler çocuklar üzerinde çok etkili oluyor.

Ekibimizde tek bir mesleğin hegemonyası yok.

Arkeoloğumuz da var, biyoloğumuz da, ziraat

mühendisimiz de. Elde ettiğimiz sonuçlar tek tek

bireylerin değil, farklı uzmanlıklara sahip bir ekibin

ortak çalışması sayesinde elde ediliyor.

ULUSLARARASI BORU HATTI

MÜTEAHHİTLERİ BİRLİĞİ (IPLOCA)

İKİ SENEDE BİR ÇEVRE YARIŞMASI

AÇIYOR. BİZ BU YARIŞMAYA BİR

SUNUMLA KATILDIK. SUNUMDA

BORU HATTI İNŞAATINI ÇEVREYE

NASIL DUYARLI BİR ŞEKİLDE

GERÇEKLEŞTİRDİĞİMİZİ ANLATTIK

.