Background Image
Previous Page  24 / 56 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 24 / 56 Next Page
Page Background

24

2

001 yılında Tekfen’de GAT tesis müdürü olarak işe başlayan Nu-

man Usluoğlu, daha önce petrol ve havacılık sektörlerinde ba-

kım süpervizörü, üretim sorumlusu ve teknik müdür gibi pozis-

yonlarda çalışmış. Farklı sektörlerde ve farklı amaçlarla kullanılsa bile

makinelerin özünde aynı olduğunu söyleyen Usluoğlu, geçmiş dene-

yimleri sayesinde Tekfen’e geldiğinde fazla yabancılık çekmediğini ve

Ceyhan’da yaşamanın İstanbul’un yorgunluğundan kaçmak için iyi bir

fırsat olduğunu söylüyor.

Buraya ekipmanların hastanesi, hatta ameliyathanelerin bulunduğu

bir hastane diyebiliriz. GAT ismi, Güney Anadolu Tesisleri’nin kısaltma-

sından geliyor. Tekfen’in bütün ekipmanlarının park edildiği, işi biten

her makinenin eninde sonunda döndüğü bir merkez. Bir projede iş-

leri bittikten sonra, eğer çok yakında devam edecek bir başka proje

yoksa, ekipmanlarımızı çoğunlukla buraya çekeriz. Yeni bir proje baş-

ladığında da, projenin gereksinimine göre makineleri parktan çıkartıp

revizyonlarını yapar ve yeniden sahaya göndeririz. Projelerden dönen

makinelerimizi herhangi bir bakımdan geçirmeden, doğrudan parka

alıyoruz. Çünkü eğer bir makine park alanında 5-6 ay beklerse, yaptı-

ğımız revizyonların üçte birini yeniden yapmak zorunda kalırız. Bu süre

içinde hortumlar sertleşir, kabloların bağlantı noktaları oksitlenebilir,

EKİPMAN

HASTANESİ

NUMANUSLUOĞLU

Tekfen Makine Ekipman Müdürü

keçelerden yağ kaçakları başlayabilir. Çalışan makine her zaman daha

iyidir. Bu nedenle makine, projeye gideceği zaman parktan çekilir ve

revizyonu yapılır.

GAT, makine ekipman konusunda merkez park olmakla birlikte, aynı

zamanda bir lojistik merkezidir. Makineler dışında konteyner, sarf mal-

zemeleri ve projelerden artan her türlü malzeme buraya gelir. Örnek

vermek gerekirse, TÜPRAŞ Rafinerisi bittikten sonra yaklaşık 600 TIR

malzeme girdi. Bizim atölye alanımız 3.750 m

2

dir. Stok sahamızda ise

3.000 m

2

kapalı ambar ve yaklaşık 3.000-4.000 m

2

sundurma olmak

üzere, toplamda 60 dönüme yakın park ve depolama sahamız var.

Gelen tüm malzemeler önce ayrıştırılır ve sınıflandırılır. Yeniden kulla-

nılabilecek olanlar raflara yerleştirilir. Tamir edilecekler tamir edildik-

ten sonra yerlerine yerleştirilir. 2016 yılı için konuşacak olursak, toplam

1.237 ekipman GAT’a gelmiş ve gitmiş. 572 TIR ile nakliye yapılmış.

İYİ BİR USTA 20 YILDA YETİŞİYOR

GAT’ta sabit bir kadromuz olsa da, ihtiyaçlar doğrultusunda yıl içerisin-

de değişiklikler olabiliyor. Projelerde yetişmiş tamir bakım elemanlarına

ihtiyaç olduğu zaman biz buradan destek sağlıyoruz. Örneğin, geçen

hafta 4 arkadaşımızı Suudi Arabistan’da Yanbu projesine gönderdik.

Bundaki amacımız, oradaki tamir bakım işlerini en azından çekirdek

kadro ile garantiye alıp, daha sonra onları dışarıdan temin edeceği-

miz kadrolarla desteklemek. Ana noktada kendi adamlarımızın olması

çok önemli. Bu nedenle projelerimizdeki formenlerin yüzde 90’ı GAT’ın

eski ustalarıdır. GAT’ın şu andaki ustalarının da yüzde 75’i formen olma

potansiyeline sahip arkadaşlardan oluşuyor. GAT’tan yurtdışına for-

men olarak gidip, sonra tekrar GAT’a dönen usta arkadaşlarımız da

oluyor. Mesela, Kadir Yaşar arkadaşım GAT’tan Libya’ya formen olarak

gitti, GAT’a usta olarak döndü, sonra Türkmenistan’a formen olarak

gitti, döndüğünde usta olarak devam etti. TANAP projesine yine for­

men olarak gitti, döndüğünde usta olarak devam edecek. Kadronun

çok değişken olmamasının bir sebebi de, iyi bir ustanın neredeyse 20

senede yetişiyor olması. O nedenle biz bu ustaları hep bünyemizde

tutmak istiyoruz.

SIZ BUNU 15 GÜNDE YAPARSINIZ

Tekfen’in BTC projesinde kazık çakma işleri için kullandığı 16x48 met-

relik büyük bir duba vardı. Bir geminin yarısı olarak satın alınmıştı. Ümit

(Özdemir) Bey ile İskenderun Limanı’na gidip gördük. Ümit Bey, “Siz

bunu 15 günde yaparsınız,” dedi. Ben de, “Ümit Bey, değil 15 günde 3

ayda bile tamamlayamayız,” dedim. Gerçekten de çok ıstıraplı bir 3 ay

geçirdik. Dikdörtgenler prizması bir kutu düşünün. Üzerinde bulunan

bir sürü parapetleri ve malzemeleri sıyırıyorsunuz. Sonra alt kısmına

binlerce parça güçlendirme yaptık. Çünkü üzerine 300 tonluk bir vinç

koyacaktık. Vincin kendisi zaten 100 tondu. 200 ton da yük taşıyacaktı,

toplam 300 ton olacaktı. Bunun için zemine bir sürü güçlendirme ya-

pıldı ve bu aylarca sürdü. Bittiği gün benim için çok mutlu bir gündü.

SENDIKALI OLMANIZDANMUTLULUK DUYACAĞIZ

Biz burada arkadaşlarımızla bir aile gibiyiz. 70 kişilik kadromuz var.

Ayda 1-2 sefer bir araya gelip eğleniyoruz. Burada insana değer verilir.

Çalışanlar da bundan çok memnun olur. Mesela, güzel bir anı olarak,

şirketimiz personelinin sendikaya geçmesi konusunda bir bilgilendir-

me yapılmıştı. Biliyorsunuz normalde şirketler sendikalı olunmasını ter-

cih etmezler. Ama burada böyle bir imkân sağlandı. Çalışanların sen-

dikalı olmasından şirketin de memnun olacağı söylendi. Buna karşılık

arkadaşlar, “Neden sendikaya geçelim ki? Biz bir istesek, siz iki yapı-

yorsunuz. Bizim böyle bir ihtiyacımız yok. Biz istemiyoruz,” dediler. Ben,

“Evet, elimizden geleni yapıyoruz. Hep iyi olalım diye uğraşıyoruz, ama

yine de sendikalı olmanızda fayda var,” dedim. Onlar da, “Siz böyle söy-

lüyorsanız olalım,” dediler.

Bu karşılıklı anlayış ve barış ortamı insanı mutlu ediyor. Tekfen güzel ve

iyi bir şirket. İnşallah daha da iyi olacak. Daha iyi günler göreceğiz. İyi

gelişmeler var. Bunlar umarım Tekfen’i daha iyi ve daha güçlü günlere

götürecek.

DOSYA