Background Image
Previous Page  26 / 52 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 26 / 52 Next Page
Page Background

26

HABERLER G Zİ

dından, fazla oturmadan kahvaltı için eve

yürüyoruz. Böylece bir hafta sürecek bir

ritüeli de başlatmış oluyoruz.

Terastan manzaramız Como Gölü ve karşı

kıyı. Gölün rengi, güneş ve bulutlara göre

mavi, yeşil, kahve, gri arasında değişiyor.

Öyle iç açıcı bir rengi yoksa da, manzara

müthiş. Her tarafta asırlık ağaçlar, dev se-

dir, çam, selvi ve meşeler. Göl üzerinde tra-

fik oldukça yoğun. Her türlü sandal, kayık,

feribot, gezi teknesi enine boyuna geçip du-

ruyor. Göl üzerindeki çok sayıda kasaba ve

köy arası seferler için neredeyse yüksek dip-

loma gerektirecek bir tarifeleri var; günün

her saatinde, gidiş-geliş, arabalı-arabasız,

express ya da her iskeleye uğrayan yüzlerce

sefer için. Yanıma aldığım katlamalı tarife-

de toplam 447 sefer saydık. İnşallah bize de

bir gün Boğaz’da onda biri nasip olur. Ama

bununla bitmiyor. Como Uçak Kulübü (Aero

Club Como), dünyanın ilk ve hâlâ aktif olan

en eski deniz uçağı, yani sudan kalkan ve

suya iniş yapan pırpırların kulübü. Gölde ilk

uçuş 1913 yılında gerçekleşmiş ve büyük bir

geleneğin ilk adımı olmuş. Kalkış-iniş alış-

tırması yapan ya da turist gezdiren pırpırlar

neredeyse 5 dakikada bir önümüzden geçi-

yor. Uçak korkum nedeniyle, terastan sey-

retmekle yetiniyorum.

Üç denizle çevrili Türkiye’den giden bizle-

re, göl pek cazip gözükmese de, aslında ter-

temiz. Gölün her noktasında sürekli öl-

çümler yapılıyor ve yüzeyde görünen

yeşilimsi mikroorganizmalar, yosun, algea

ve benzeri bitkiler aslında gölün doğal eko-

lojisi. Kimyasal en ufak bir kirlenme dahi

yok ve bu konuda çok hassaslar. Gidilen

her “lido”da en güncel ölçümler daha giriş-

te asılı.

Gölün çevresinde Como, Cernobbio, Me-

naggio, Bellaggio, Varenna, Lecco gibi kasa-

balar ve peş peşe onlarca daha ufak köy/ka-

sabamsı yerleşim var. Bölgenin en belirgin

mimari özelliği, dev bahçeler içinde, çoğu

19. yüzyılın sonlarına tarihlenen muhte-

şem malikâneler, yani İtalyanca “villa”lar.

Özel mülkiyet olan da var, otel ya da eğlen-

ce mekânına dönüşen de. Ama hepsi aynen

korunmuş, birbirinden bakımlı, ihtişamlı.

Gölün bir de “celebrity”si var; Hollywood

yıldızı George Clooney ve malikânesi Villa

Oleander, evimizin hafif çapraz karşısında.

Yerliler Clooney’den pek hoşnut, araların-

dan biriymiş gibi bahsediyorlar. Villa Ole-

ander, hemen gölün üzerinde olup, yolu da

biraz sapa olduğu için ne yazık ki yakınına

gidemedik. Ama gölün o yakasından geçer-

ken, bir ihtimal oradadır ümidiyle yakışıklı

yıldıza uzaktan el salladık.

Doğrusunu söylemek gerekirse, Como ve

civarı fazla hareket, eğlence seven gençlere

göre değilmiş, bunu oradayken anladık.

Hayat daha bir yavaş, aheste aheste. Bir Ibi-

za, bir Mykonos değil. Fakat akşam eğlen-

cemiz terasta çok güzel. Güneşi karşı dağın

arkasından batırdıktan sonra, simsiyah

gökyüzünde parlayan yıldızlar ve ay eşli-

ğinde, bir bakıyoruz ki karşı kıyıda şahane

bir havai fişek gösterisi! Bitmek de bilmi-

yor, ne olabilir acaba? 4 Temmuz akşamı

olduğu için, II. Dünya Savaşı’nda İtalya’yı

kurtaran Amerikalılara vefa olarak, onların

Bağımsızlık Bayramı’nı mı kutluyorlar aca-

ba? Frakını giymiş George Clooney de onur

konuğu mudur yoksa? Fakat ertesi gün ve

sonrasında yine bir havai fişek şöleni. Hat-

ta bir gece, belli ki düğün var ve yine altın

şelaleler, kırmızı, mor, yeşil kürelerden sü-

zülen yıldız tozları. Derken ne duyalım!

“Seni gidi fındıkkıraaaaaan, yılanı deliğin-

den çıkaraaaaaan, kaderim, püsküllü belaa-

aaaam, yakalarsam...” Tam da Tarkan’ın

yeni CD’si birkaç gün önce çıkmışken,

İtalya’da bunu duyunca hem çok şaşırdık

hem de ne diyelim, gurur duyduk.

Como Gölü’nü köşe bucak keşfettikten

sonra, rotayı hemen komşu İsviçre’ye,

onun da Lugano, Locarno ve Ascona şehir-

lerine çevirdik. Sınırı geçer geçmez, ki sınır

deyince durmuyorsunuz bile, ortam bir-

Terastan manzaramız

Como Gölü ve karşı

kıyı. Gölün rengi, güneş

ve bulutlara göre

mavi, yeşil, kahve, gri

arasında değişiyor. Her

tarafta asırlık ağaçlar,

dev sedir, çam, selvi ve

meşeler. Göl üzerinde

her türlü sandal, kayık,

feribot, gezi teknesi

enine boyuna geçip

duruyor.