Background Image
Previous Page  27 / 52 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 27 / 52 Next Page
Page Background

27

İ

şte tekrar bir araya geldik! Aramıza yeni katılanlar da

vardı, “Koşar Adım” kurulduğundan bu yana koşanlar

da. Bir önceki koşuda kazandığımız kupanın da verdi-

ği güç ve motivasyonla yeniden yola koyuluyoruz. Artık

daha sağlam bir takımız ve daha büyük bir aileyiz.

Otobüsümüz İstanbul trafiğiyle mücadele ederken, biz

de seyahat için şirketimizin hazırladığı çantalara göz attık.

Protein bar, güneş kremi ve peştemal… Tekfen, her detayı

düşünmüş :) Ardından da “Adım Adım”ın bizim için yaptır-

dığı “Her Adım Bir Hayat” logolu tişörtlerimiz ve bandana-

larımız dağıtıldı. Bu koşuda bir farklılık var, aslında bir far-

kındalık. Tekfen, “Adım Adım” ile iletişime geçip, AKUT

yararına koşmamızın bu güzel etkinliğimize daha da an-

lam katacağını düşünmüş. Neredeyse hepimiz yardımse-

verlik kampanyamızı çoktan açmış, bağışlarımızı topla-

maya başlamıştık bile. Yolculuğumuz esnasında, yarış

öncesi ve bitiş çizgisinde çektireceğimiz fotoğrafların

kampanyamıza etkisini hayal ediyorduk.

New Balance Bozcaada Koşusu’na anket ile karar vermiş-

tik. Sanıyorum çoğumuz Bozcaada’nın bahar yeşilinin de-

niz mavisine karıştığı, rüzgârgülü manzaralı parkurunda

koşmak için bu uzun yolculuğu göze almıştık. Rotamız

Tekirdağ üzerinden olduğu için tabii ki ilk molamızı bir

köftecide verdik. Enerjimizi alıp yolculuğa devam... Önce

Gelibolu’dan feribot ile Lapseki’ye geçiş ve bir süre daha

kara yolculuğundan sonra otobüsümüzden ayrılma za-

manı gelmişti. Çantalarımızı alıp, Geyikli’den 01:00’de kal-

kan Bozcaada feribotuna bindik. Adaya geç bir saatte

varmamıza rağmen bizi kalabalık karşıladı. Turiste alışık

olan Bozcaada, bu yıl da sezonunu 2.728 kişinin ve hatta

ailelerinin katıldığı koşu organizasyonu ile açıyor. Biz ise

vakit kaybetmeden dinlenmek için odalarımıza çekildik.

Ne de olsa yarın büyük gün!

Sabah mümkün olduğunca hafif (!) bir kahvaltıdan sonra,

bir şövalye gibi koşu kitlerimizden çıkanları kuşanmaya

başladık. Kıyafetlerimiz, göğüs numarala-

rımız ve ayakkabılarımıza bağladığımız

takip çiplerimiz. Güneşten az etkilen-

mek için bandanalar takıldı ve güneş

kremleri sürüldü. Başlangıç alanına git-

meden önce otelin önünde buluşup

enerji dolu halimizle fotoğraflar çektir-

dik. Koşu öncesi “heyecanlı” ve sonra-

sında “yorgun ama gururlu” fotoğrafla-

rımız olması için :) Başlangıç noktasına

vardığımızda, antrenörler eşliğinde ısın-

ma hareketleri başlamıştı bile. Benim için

bu organizasyonların en eğlenceli ve görülmeye

değer kısımlarından biri, bütün koşucuların bir-

likte, müzik eşliğinde ısınma hareketleri yapması.

Öncelikle 21 kilometre koşucuları saat 11:00’de baş-

langıç çizgisinde yerlerini aldılar, biz de onları alkış-

larla uğurladık. Takımımızdan yalnızca Cihan (Atbaş) yarı

maratona katılmıştı ve şartlar göz önüne alındığında ga-

yet iyi bir sürede bitiş çizgisine ulaştı. Ardından 11:30’da,

bir eksik ile başlangıç çizgisinden geçmeye başladık. O

noktadan sonra artık tek başımızaydık; kendi kendimizi

motive etmeye, güç vermeye ihtiyacımız vardı. Uzun me-

safe koşu çok da doğal olmayan, kişinin sınırlarını zorladı-

ğı ve her yeni kilometrede fiziksel dayanıklılığınıza şaşırdı-

ğınız bir spor aslında. Benim için koşmak yeni sayılabilir.

Bu durum, koşu başlangıç saatinin geç olması ve havanın

da mevsim normallerinden sıcak olması gerçeğiyle birle-

şince, daha 2. kilometrede zorlanmaya başladığımı itiraf

etmeliyim.

Neyse ki her 2,5 kilometrede bir su istasyonlarında su

dağıtıyorlardı. Elimdeki suyu yetirmenin hesaplarını ya-

pıyordum, çünkü çoğunu içmek yerine serinlemek için

kullanıyordum. Birkaç noktaya tempoyu artırmak için

yerleştirilmiş orkestralar, adanın harika manzarası, par-

kur kenarında alkışlayan ve “bravo!” diyerek destekleyen

izleyiciler derken 5 km bitti. Dönüşe başlamıştım, fakat

parkurun yokuşlu olması nedeniyle birkaç kez aklımdan

pes etmek geçti. Her seferinde takım arkadaşlarımdan

birinin karşıdan, “Hadi Yonca!” demesiyle irkilip güç bulu-

yordum. 21 kilometre koşanlar aklımdaydı bir yandan. Bu

mesafeye cesaret edemedim henüz, ama başarmanın

hazzı çok daha fazla olsa gerek.

Son kilometrelerdeydim artık. Gözlerim su istasyonu

ararken, adımlarımın AKUT için ne kadar değerli olduğu-

nu kendime hatırlatmaya calışıyordum. Bozcaadalıların

bahçelerinden çıkardıkları hortumlarla koşucuları serin-

letmeye çalıştıklarını gördüm ileride. Bana da çok iyi geldi

doğrusu. İyice yaklaşmıştım bitiş çizgisine ve çipin sesini

duydum. Bütün zorluklarına rağmen çok keyifliydi başar-

mış olmak. Tek tek toplanmaya başladık ve tabii ki bolca

fotoğraf çekildi. Bir yandan heyecanla sonuçlarımıza ba-

kıyorduk. Ödül törenine geçildiği esnada, “Koşar Adım”ın

ilk üyelerinden, ilham kaynağımız Hakan’ın (Sayar) yaş

grubunda birincilik ödülünü alacağının haberi ulaştı. El-

bette kendisine destek olmak için en önde yerimizi aldık.

“Tekfen Koşar Adım” bayrağının birincilikle dalgalandığını

görmek gurur vericiydi.

Akşam yemek saatimizi kararlaştırdıktan sonra kimimiz

sahilde, kimimiz odalarımızda dinlenmek üzere ayrıldık.

Havanın sıcak olmasının güzel tarafı, sarf edilen onca

efordan sonra, Ege’nin buz gibi sularında serinleyebil-

mekti. Akşam yemeği için deniz kenarında, Bozcaada

Kalesi’ne bakan çok güzel bir masada eşler ve çocuklar-

la birlikte toplandık. Lezzetli yemekler eşliğinde günün

kritiğini yaparken, gün yavaş yavaş kararıp yerini gece-

ye bıraktı.

Sabah uyandığımda, koşunun telaşından, Bozcaada’nın

ara sokaklarını gezmeye bile fırsat bulamadan ayrılacağı-

mız endişesine kapılmıştım. Birkaç hediyelik alma baha-

nesiyle adayı turladıktan sonra feribot iskelesinde dönüş

için buluşup, fonda Bozcaada Kalesi olan fotoğraflarımızı

da burada çektik :) Otobüsümüze binip küçük maskotu-

muz Arsima ile yolun nasıl geçtiğini anlamadan

İstanbul’a vardık. Birbirinden değerli takım arkadaşları-

mızla tanışmamıza vesile olan ve her detayı incelikle

düşünülmüş bu organizasyonu düzenleyen Kurumsal

İletişim ekibine ve Tekfen’e teşekkürlerimizi sunarak, bir

sonraki koşuda buluşmak üzere ayrılıyoruz.

Tekfen Koşar Adım

Bozcaada’da iyilik peşinde

Kuzey Ege’nin en güzel tatil mekânlarından Bozcaada ziyaretçilerine huzurlu bir tatil vaat etse de,

koşucular için zorlu bir parkur sunuyor. Yarışta yaşananları, bir de Tekfen Koşar Adım üyelerinden

Yonca Şengün’ün (Tekfen Mühendislik) ağzından dinleyelim…

Dönüşe

başlamıştım,

fakat parkurun

yokuşlu olması

nedeniyle birkaç

kez aklımdan pes

etmek geçti. Her

seferinde takım

arkadaşlarımdan

birinin karşıdan,

“Hadi Yonca!”

demesiyle irkilip

güç buluyordum.