Background Image
Previous Page  102 / 107 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 102 / 107 Next Page
Page Background

60.yıl

100

Söze kıdemlilerden başlayalım dilerseniz.

Müslim Torun

Ben ODTÜ İnşaat Mühendisliği’nden 1986 yılında mezun oldum.

1989 yılında da Tekfen’de işe başladım. Daha önce bir başka büyük

şirketin NATO havaalanı modernizasyonu projesinde çalışıyor-

dum. Orada Tekfen’den bir mühendis ağabeyimiz danışmanlık ya-

pıyordu. Hep, “Biz Tekfen’de maaşımızı ayın 1’inde alırız,” diye

anlatırdı. Ondan duyduklarım, Tekfen’e gelmemi sağladı.

Türkiye’de, Özbekistan’da, Kazakistan’da farklı projelerde çalış-

tım. İlk projem Suudi Arabistan’daki Taif projesiydi. Tekfen’in

yurtdışındaki ilk büyük şantiyesiydi. Zor bir projeydi. O zamanlar

tabii şirket daha küçüktü. Çok samimi bir ortam vardı. Tekfen,

ideal bir şirketti diğerleriyle mukayese edildiğinde. Hiç unutmuyo-

rum, Necati Bey talimat verdiği halde, bankadan kredi alınmasın

diye bir keresinde maaş gününde ödenmemişti. Onu yapanlar

sonra şirketten uzaklaştırıldılar. Neden? Maaşları tarihinde yatır-

madılar diye. Ondan sonra ne değişti? Yaşlandık, evlendik, çocuk

çoluğa karıştık, olgunlaştık. Tekfen de aynı şekilde olgunlaştı,

daha da büyüdü. Kapasitesi daha da genişledi, çok geniş coğrafya-

lara, Afrika’ya kadar uzandı. Fakat şirket kültürü hiç değişmedi,

aynen devam ediyor.

Nasıl tanımlarsınız bu kültürü?

Birincisi, dediğim gibi, çalıştığınızda emeğinizin karşılığını alaca-

ğınızı bilirsiniz. Maaşınız garanti altındadır. Şirketin aykırı bir şey

yapmayacağını bilirsiniz. Bir probleminiz olduğu zaman, yönetici-

nin kapısını çalıp “Bir sıkıntım var” dediğiniz zaman dinleneceği-

nizi bilirsiniz. Gitseniz herhangi bir şantiyeye, ben Tekfenciyim ya

da Tekfen’den emekli oldum, Tekfencinin akrabasıyım, yakınıyım,

çocuğuyum deseniz, size ilgi alaka gösterilir. Kendinizi bir ailenin

içinde hissedersiniz. Diğer şirketlere göre farklı olduğumuz nokta-

lardan biri de bizim gibi deneyimlilerin, tecrübelerini genç kuşağa

aktarmasıdır. Çok şirket gördük, bilgiler saklanır, deneyimler sak-

lanır, öğretilmez. Ortaya çıkan sorunlara ekipçe getirdiği çözüm-

ler, Tekfen’in en önemli özelliklerindendir. Diğer şantiyeler, şir-

ketler Tekfen’e bu bakımdan gıpta ederler. Bir problem varsa,

profesyonelce çözülür. Deneyimlilerle deneyimsizler bir araya ge-

lip ortak fikir üretir.

Deniz Eren Öğretir

Müslim Bey’in dediklerini ben şantiyede yaşıyorum birebir. Altı

aydır Tekfen TANAP Polatlı Şantiyesi’nde inşaat mühendisi olarak

çalışıyorum; zaten yedi ay önce mezun oldum. Tekfen’e geldiğimde

kimseyi tanımıyordum. İlk defa bir şantiye ortamı görecektim.

Herkes, “Merhaba, kolay gelsin. Çok ihtiyacınız olacak bu kolay

gelsinlere!” diyordu. “Eyvah, nereye geldik acaba?” diye düşün-

müştüm. Fakat sonra, herkes o kadar iyi konuştu ki şirket için,

kötü bir şey olmaz diye düşündüm ben de. Bir kere, bizim üst yö-

netime ulaşmamız hep kolay. Derdimizi, tasamızı sürekli dinledi-

ler, hep destek çıktılar bize. Orada çalışan bir sürü başka firma var

taşeron olarak. Kendi aramızdaki ilişkileri gördükten sonra, bir

kuruma ait olmanın ve insanların bunu bir kültür haline getirme-