19
B
ugün uzun bir süre birlikte çalıştığımız,
daha doğrusu kader birliği yaptığımız
arkadaşlarımla beraberdim. Kader birliği
diyorum, zira o senelerde büyük bir yarışın
içindeydik. Acı ve tatlı günleri beraber ya-
şadık. Dış ticarette bir ekol yarattık hep bir-
likte. Ve 1986 yılında Türkiye birincisi olarak
çabalarımızı taçlandırdık. Ondan sonra da
hep başa güreştik.
Şirketi daha iyi anlatabilmek için, Feyyaz
Berker Bey’in 90. doğum gününde karşı-
laştığım Sayın Nihat Gökyiğit’in söyledikleri
hâlâ aklımda. Yanına gittiğimde beni gö-
rünce ilk reaksiyonu, “Sinancığım, ne heye-
canlı günlerdi o günler!” demek oldu. De-
mek ki bizler, heyecanımızı patronlarımıza
da yansıtmayı başarmışız. Hep adrenalini
yüksek bir ekip olduk. Zaman zaman 300
kişilere ulaşan bu ekip çok çalıştı, zaman
zaman da çok yıprandı. İşte o günler, şim-
di dostluklarının kıymetini bilen, birbirlerini
görünce gözlerinin içi gülen insanları ya-
rattı.
Böyle bir ekiple çalışmış olmanın keyfini
yaşıyorum şimdi. Bu çorbada benim de bir
katkım olduysa ne mutlu bana!
BİR EKOL YARATTIK
SİNAN KARACA
Genel Müdür Başyardımcısı
B
ir şirket düşünün. Kimi 1 yıl, kimi 25 yıl çalışmış. 2006’da kapanmış bu şirket. Kurulu-
şundan bu yana çalışanları da dahil, birkaç senede bir toplanıyor insanlar: Tekfen Dış
Ticaret! İhracatın altın çağını yaratan dış ticaret sermaye şirketlerinden en efsane olanı...
Bugün, eski çalışanlarının yeni bir buluşmasını gerçekleştirmek üzere kızım Pınar ve Der-
yoş ile Bizimtepe’deki brunch’a giderken, yolda Pınar güzel bir benzetme yaptı; “Mezunlar
derneğinin toplantısı gibi” dedi.
Evet, Tekfen bir okuldu; bir üniversite veya ihracat master’ı seviyesinde eğitim veren bir
okul... Bizler de, uzun ya da kısa süreler içinde o şirket/okulda eğitim alıp mezun olanlar
idik. Başta yitirdiğimiz Genel Müdür Cemil Atkay olmak üzere, üst düzey yöneticiler ile sa-
hadaki müdürler birer öğretim üyesi gibi idiler. İyi ki o şirkette çalışmışım. Ve iyi ki sağlam
iş arkadaşlarımdan, sağlam dostluklar tesis etmişim.
Arkadaşlarımı görmüş olmamdan dolayı yaşadığım dostluk hazzının yanında, Tekfen’de
çalıştığım yıllarda (1985-86) doğan kızım Pınar’a bırakacağım en güzel şey olan “dostluk”
kavramını, onun da bizzat gelip görmesinden dolayı ayrıca mutlu olduğumu da vurgula-
mak isterim.
TEKFEN BİROKULDU
YAŞARMORPINAR
Tekstil Departman Sorumlusu
O
tuz yıl önce çalışmış olduğunuz bir
şirketteki arkadaşlarınızla bu kadar
büyük bir istek ve heyecanla bir araya geli-
yorsanız, bu sıradan bir durum değildir. Sizi
bir araya getiren güç, yaşadığınız o günle-
rin üzerinizdeki büyük etkisidir. “Ruh” ancak
etkisiyle bilinir. Bu bakımdan “Tekfen Dış Ti-
caret Ruhu”nun bizlerin sanal ve gerçek or-
tamlardaki buluşmalarımıza çok yakışan bir
simge olduğunu düşünüyorum. Bu ruhun
yaratılmasında en önemli paya sahip oldu-
ğunu düşündüğüm, kendisi ile çok yakın
çalışma fırsatı bulduğum, rahmetli Cemil
Atkay’ı saygı, sevgi ve özlemle anıyorum.
Ruhu şad olsun!
İSTEK VE HEYECAN
SEMA SANCAK SUNGAR
Genel Müdür Asistanı
B
ugün Tekfen Dış Ticaret’in eski eleman-
ları olarak çok anlamlı bir gün yaşadık.
1985-1991 yılları arasında ortalama 200 ki-
şiydik. Ancak 25 yıl önce birçoğumuzun
yolları ayrılmış olsa bile, bugün 75 kişinin
bir araya gelmesi, o dönemde birlikte ya-
şanmış dinamik enerjinin eseriydi.
Teşekkürler Tekfen’e... Teşekkürler bu ener-
jiyi devam ettirmek isteyenlere... Teşekkür-
ler bulundukları yerden bizi izleyebilenlere.
DİNAMİK ENERJİ
ARLET DURMANÖZALTIN
Genel Müdür Asistanı
D
üşünün ki sadece 25 yıllık ticari hayatı
olan ve 10 yıl önce kapanmış bir şirke-
tin çalışanları, yapılan bir organizasyon ile
bir araya gelebiliyor. Genelde iş hayatında
gerçekleştirilemeyecek bir tablo. Bizlere en
verimli çalışma dönemimizde böyle özgün,
güvenli bir çalışma ortamı sağlayan pat-
ronlarımız Feyyaz Berker ve Nihat Gökyiğit
Beyefendilere sonsuz teşekkürler.
SONSUZ TEŞEKKÜRLER
METE PAKSOYLU
Genel Müdür Yardımcısı – Genel Müdür
NİHAT GÖKYİĞİT’İN MESAJI
Tekfen Dış Ticaret mensuplarının yıllar sonra, hasretle bir araya gelmesi, çok takdir
edilecek bir kardeşlik, sadakat ve dayanışma buluşması. Katılmak isterdim ama ileri yaş,
bazen evden çıkmaya elvermiyor.
Ülkemizin döviz sıkıntısının had safhada, ihracatının hiç mertebesinde olduğu bir
dönemde bu şirketler, bir fırtına gibi büyük heyecan ve vatan aşkı ile devreye girerek
dış ticareti harekete geçirdiler, mektep oldular. Bunları düşünürken, Cemil Atkay’ın son
yolculuğunda yaptığım konuşmayı şöyle bitirdiğimi hatırladım:
“… Sanki kısa ömrünü biliyormuş gibi ona çok iş ve başarı sığdırma telaşı ve heyecanı
içerisinde oldun. Zaman sana hiç yetmiyordu. Büyük bir çalışma aşkı ile hep koştun
Cemil. Ama ne olurdu bu kadar acele etmeyip, ecele öyle fırtına gibi koşmasaydın. Bir
kar fırtınasında kazaya uğrayıp aramızdan ayrıldın. Ruhun şad olsun.”
Daha sonra kaybettiğimiz başka arkadaşlarımız oldu, onlara da rahmet, kalanlara
sağlıklı uzun ömür niyaz ederim. Bu vesile ile, sevgi dolu mutluluk yaratan bu örnek
buluşmanın devam etmesi dileğimi de ilave etmeliyim.