Background Image
Previous Page  30 / 78 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 30 / 78 Next Page
Page Background

30

Aslen Trabzonlu olan Alpaslan Topçu,

Karadeniz Teknik Üniversitesi Makine Mü-

hendisliği Bölümü’nden mezun olduktan

sonra imalat sektöründe 4 yıl çalışmış. O

süreçte edindiği fabrika ve imalat tecrübe-

siyle 1994 yılında Tekfen’in İzmit Unikraker

projesine katılan Topçu, projenin ardından

şirketle kısa bir ayrılık yaşamış. Yeniden

Tekfen’e döndükten sonra Azerbaycan’da-

ki ilk offshore platformu, Fas’taki Samir Ra-

finerisi, Topping Unit ve DAP projeleri, Su-

udi Arabistan’daki Sadara projesi ve İzmit

Rafinerisi gibi önemli projelerde yer alan

Topçu’nun eşi ve çocukları halen Fas’ta

yaşıyor. Bugüne kadar birçok farklı ülkede

çalıştığı için aile düzenini kurmakta zorlan-

dığını söyleyen Alpaslan Topçu, bundan

sonraki süreçte çocuklarıyla yeniden bir

araya gelebilmeyi ümit ediyor.

TEKFEN’DEKİ

SICAKLIĞI

BULMAK

ZOR

ALPASLAN TOPÇU

Şantiye Müdürü

İ

şin yoğunluğu ve sürenin azlığı nedeniyle

bu projede iki şantiye şefi görev yapıyo-

ruz. Kemal Bey’in (Sevinç) ilk şantiye şefliği.

Kısmetse buradan yeni projelere geçecek.

Ben ilk şantiye şefliğine Fas’ta DAP projesi

ile başladım. Sonrasında İzmit ve Sadara’da

görev yaptım. Tekfen’de iç kaynaklara önem

verilir. Bir ağabeylik, kol kanat germe gele-

neği vardır. Ben bunu çok yaşadım. Hayret-

tin Bey (Dinç), Tufan Bey (Tunçyüz), Ali Bey

(Şanlı), Kadir Bey (Yılmaz), Necil Bey (Gün-

gör), Cengiz Bey (Özer) gibi isimlerin hepsi

bizim için “ağabey”di. Onlardan ağabeylik

gördük. Biz de yenilere o geleneği aktarma-

ya çalışıyoruz. Tekfen bir okul gibidir.

TEKFEN’DENKOPARABILDIĞIMIZ TEK

ARKADAŞ!

Şartlar gereği bir kez Tekfen’den ayrıldım,

sonra yuvaya geri döndüm. Ayrı kaldığım o

dönemde Tekfen’in büyüklüğünü fark ettim.

Bir proje için başka bir firmaya gitmiştim. Üst

yönetime beni takdim ederken, “Tekfen’den

koparabildiğimiz tek arkadaş!” demişlerdi.

Tekfen’in farkını ayrı kaldığınızda daha iyi

hissediyorsunuz. Yıllardır bu şirket için ça-

lışıyorum. Şirketim de beni hep değerlen-

dirdi. İnşallah sonuna kadar da böyle gider.

Bizim sektörümüz yoğun tempoda, stres

altında çalışan bir sektör. Her geçen gün

projelerin süreleri kısalıyor. Yeni arkadaş-

lar aramıza katılıyor. Onları yetiştirmek için

ciddi çaba sarf ediyoruz. Bizim şantiyeleri-

mizde sıcak bir ortam vardır. En üzüldüğüm

şey, projenin sonu geldiğinde o arkadaşları

kaybetmek. Çünkü onlar da hem kendilerini

geliştirecek başka alanlar arıyorlar, hem de

daha cazip teklifler alıyorlar.

Bizden gidip, müşterilerimizde ya da iş yap-

tığımız firmalarda karşımıza çıkan birçok

kişi var. Fakat unvan veya ücretten dolayı

ayrılanların çoğu gittikleri yerlerden mem-

nun kalmadı. Çoğu ayrıldı. Geri dönen de

oldu, dönmeyen de. Tekfen’deki sıcaklığı

bulamadılar. Bir kişi Tekfen’in sıcak ortamın-

da çalışmaya başlarsa hep onu arıyor. Biz bu

sıcaklığı kimden gördük? Üstümüzdeki ağa-

beylerimizden gördük. Biz de öyle davranı-

yoruz. Tekfen’in farkı da buradan geliyor.

PROJE SÜRELERI GİDEREK KISALIYOR

Burası bizim için zor bir projeydi. Bildiğimiz

bir iş, ama sonradan girmenin zorluklarını

yaşadık. İşi kendi rutinimize sokmak kolay

olmadı. Geldiğimiz noktada, işin yüzde

83’ünü tamamladık mekanik olarak. İnşaatı

dahil edersek tamamlanma oranı daha da

yukarıdadır. Mekanik testlere başladık. Kıs-

metse önümüzdeki 2-3 ay içerisinde ünite-

leri birer birer teslim etmeye başlayacağız.

Yeni projelerde sürenin kısalması daha

kompakt bir çalışma gerektiriyor. Eskiden

işleri daha az kişiyle yapabiliyordunuz, çün-

kü süreniz oluyordu. Oysa bugün daha fazla

insan çalıştırmak zorundasınız. Çünkü süre

kısaldı. Her geçen gün de kısalmaya devam

ediyor. Biz projeye sonradan katılınca ekip

oluşturmakta biraz sıkıntı yaşadık. Dene-

yimli eleman bulmakta zorlandık. Buna rağ-

men iyi bir organizasyon kurduk. Hiçbir za-

man karşı taraftan menfi bir yorum almadık.

EYVAH, GİDİYOR!

Bende iz bırakan projeler, hep ağabeyleri-

mizin sıcaklığını ve liderliğini gördüğümüz

projelerdir. Her ne kadar bir “joint venture”

projesi olsa da Sugözü Termik Santrali be-

nim için muhteşem bir projeydi. Fas’taki Sa-

mir projesi, çocuklarımla birlikte olduğum

çok güzel bir projeydi. Offshore platform

ise benim idealimdi. Ona Bakû’da kavuş-

tum. Platformun tüm boru işini üstlendim.

İşimizi 3 gün erken bitirdik. Gerçekten

övündüğüm bir projeydi. “Siz bunu yapa-

mazsınız!” diyenlere inat projeyi başarıyla

bitirmek ayrı bir zevkti. Platformun yüz-

dürüldüğü günü ise hiç unutmayacağım.

Sabah bir geldik, eyvah elimizdeki her şey

gidiyor! İnsanın içi öyle bir burkuluyor ki...

Gidiyor! Mesela bir rafineri yaptığınızda, iş

bitince siz çantanızı alıp gidiyorsunuz. Ama

platform işinde yaptığımız şey gitti. Çok en-

teresan bir duyguydu.

KABUK DEĞIŞTIRME ZAMANI GELDI

Tekfen’in artık kendi yatırımlarını yapabile-

cek bir aşamaya gelmesi lazım. Bir projeyi

her şeyi ile alıp yapabilmesi lazım. Biz hâlâ

birçok projede mühendisliği dışarıdan alı-

yoruz. Oysa mühendislikte onlardan hiç

de geri olmadığımızı birçok kez kanıtladık.

Bence Tekfen’in kabuk değiştirme zamanı

geldi. Tekfen olarak her alana giriyoruz ve

her işin altından kalkıyoruz. Bunu artık bir

adım daha öteye taşımamız lazım.

DOSYA