18
HABERLER
MERCEK
Türk müteahhitlik sektörünün geç-
miş dönemdeki iş yapış tarzı ile bun-
dan sonraki iş yapış tarzı ve coğraf-
yalar anlamındanegibi farklılaşmalar
olacak? Tekfen bu değişimin nere-
sinde?
Fatih Can:
Müteahhitlik, Türk karakterine
ve kültürüne çok uygun bir sektör. Eskiden
ata atlayıp yeni yerler işgal ederek oralarda
yerleşmek, organize olmak ve hızlı reaksiyon
vermek bizim tarih boyunca yaptığımız bir
şey. Orta Asya’dan Balkanlar’a kadar böyle ge-
linmiş. Müteahhitlik de bu refleksle gelişmiş.
“Bana ihtiyacın mı var?” “Evet!” “Nerede?”
“Libya’da!” “Ertesi gün uçakla geliyorum. Bir
ay sonra da bin işçi getiriyorum...” Bu, başka
bir milletin, başka bir kültürün sahip olmadı-
ğı bir refleks. Kültürle çok alakalı. Ama bu
tarz çalışmanın artık ömrünü tamamladığını
görüyoruz. Çünkü daha ucuza çalışan ülkeler,
daha ucuza çalışan şirketler sektöre giriyor.
Dolayısıyla bu artık sürdürülebilir bir model
değil. Yeni yerlere gitmek de çok kalıcı bir çö-
züm değil. Artık teknolojimizin gelişmesi ge-
rekiyor. Buna paralel olarak artık belirli uz-
manlık alanlarımızın olması lazım. Bunun
peşindeyiz. Daha üstün teknolojilere nasıl
geçebiliriz? Asıl konu bu. Bunu yapabilirsek,
mevcut ve tecrübe sahibi olduğumuz pazar-
larda da işlerimize devam edebiliriz ve yeni
pazarlara girmemiz de daha kolay olur. Gitti-
ğimiz yerlerde işimizi çok iyi yapıyoruz. Taah-
hütlerimizi yerine getiriyoruz. Kaliteli iş yapı-
yoruz. Ama vize ve benzeri sebeplerle
işgücümüzü götüremediğimiz yerler var. Ora-
larda nasıl iş yapacaksınız? O zaman teknoloji
ve yönetim kabiliyetini götürmek zorundası-
nız. Teknoloji tarafımız, geliştirmemiz gere-
ken bir konu. Yeni pazarlarla birlikte hangi
teknolojiler Tekfen’den sorulur, buna kafa
yormamız lazım.
Bu konuda ne gibi çalışmalarınız var?
Fatih Can:
Artık dünyadaki her konu tekno-
loji ile alakalı. Orada da seçici olmalıyız. Yapa-
ile daha hızlı ilerleyebiliriz. Su ve yenilenebilir
enerji, önem verdiğimiz alanlar. Dünyada da-
ralan ekonomi çerçevesinde giderek artan bir
rekabet var. Biz de bu rekabetin içinde olmak
zorundayız. Çünkü durduğunuz anda tökezler
ve düşersiniz.
Yenilenebilir enerji konusundaki ön-
celiklerimiz ve çalışmalarımız hangi
alanları kapsıyor?
Fatih Can:
Yenilenebilir enerji, Tekfen
Grubu’nun prensipleri ve vizyonuyla bire bir
örtüşüyor. Temiz ve sürdürülebilir enerjinin
belli alanlarında kendimize yer açmak bizim
için stratejik bir hedef. İş Geliştirme Bölümü
de onun mümessili. Çalışmalar Holding ta-
rafından da yakından takip edilerek koordi-
ne ediliyor. Bir çocuk doğurmaya çalışıyoruz.
Sinan Seyhun (İş Geliştirme Koodina-
törü, Yenilenebilir Enerji):
Enerji sek-
törünün kendine özgü dinamikleri var.
Özellikle rüzgâr ve güneşte taahhüt kısmı
işin çok küçük bir bölümünü oluşturuyor.
Yatırımın yüzde 85’ini ekipman ve teknoloji
tutuyor. Dolayısıyla işin yatırım ve işletme
tarafında yer almak daha cazip. Ben işe baş-
ladığımda ilk yaptığım şey, Tekfen’in haliha-
zırda aktif olduğu coğrafyalarda ne gibi fır-
satlar bulunduğuna bakmak olmuştu.
Mesela Ürdün’de 200 megavatlık bir kapasi-
te ihalesi açıklanmıştı. Fas’ta bir ihale vardı.
Suudi Arabistan, 2020’ye kadar yenilenebilir
enerji alanında birkaç bin gigavatlık yatırım
yapacağını açıklamıştı. Fakat bu gibi projele-
re girebilmek için öncelikle referans lazım.
Yeterlilik dosyası alabilmeniz için en az 100-
200 megavatlık rüzgâr, 50-60 megavatlık so-
lar yatırımı yapmış olmanız, hatta birkaç se-
YENILENEBILIR ENERJI,
TEKFENGRUBU’NUN
PRENSIPLERI VE
VIZYONUYLA BIRE BIR
ÖRTÜŞÜYOR. TEMIZ VE
SÜRDÜRÜLEBILIR
ENERJININ BELLI
ALANLARINDA
KENDIMIZE YER AÇMAK
BIZIM IÇIN STRATEJIK
BIR HEDEF.
bildiğimiz ve yapabileceğimiz alanları iyi seç-
meliyiz. Yani uzmanlaşmış müteahhitlik
yapmalıyız. Belirlediğimiz bazı öncelikli alan-
lar var. Bunları belirlerken elbette sadece bugü-
nü değil, gelecekte ortaya çıkacak ihtiyaçları ve
sürdürülebilirliği de düşünerek hareket ediyo-
ruz. Örneğin su arıtma... Su arıtma teknoloji-
leri, bu tür yeterlilik kazanmaya çalıştığımız
teknolojilerin başında geliyor. Çok eski bir sek-
tör. Bu sektöre A’den Z’ye, teknolojisinden
anahtar teslim kurulumuna kadar her alanını
kapsayacak şekilde girmeye çalışıyoruz. Müte-
ahhitler yapar, yaptığı tesisin anahtarını sahibi-
ne verir. Yani bir kontrat çerçevesinde çalışır.
Oysa yaptığı projenin işletimini de üstlenmek
çok daha uzun vadeli bir bakış gerektiriyor. Bu
konuda Holding’in yatırımcı tarafını devreye
sokmaya çalışıyoruz.
İlda Değirmentaş (İş Geliştirme Koor-
dinatörü, Su & Atık Su Arıtma Projele-
ri):
Su ile ilgili dünya genelinde bir sıkıntı söz
konusu. Gelecekle ilgili olarak “Su
Savaşları”ndan söz ediliyor. Suyun önemi bu-
radan belli. Temiz su kaynakları kısıtlı. Bu ne-
denle suyun geri kazanılması ve yeniden kulla-
nılması giderek önem kazanan bir konu. “Zero
discharge” (sıfır atık) kavramı çerçevesinde
nereye giderseniz gidin, kirletilmiş suyun geri
kazanılması ve tekrar kullanılması önem arz
ediyor. Burada da teknoloji devreye giriyor.
Tekfen’in elinde halihazırda böyle bir teknolo-
ji yok. Bu nedenle öncelikli olarak teknoloji
tedarikçileri veya çözüm ortakları arıyoruz. Bu
sektörün dezavantajı, arıtma sektöründeki iş-
lerin ölçek olarak Tekfen’in mevcut işlerinin
yanında küçük kalabilmesi. Dolayısıyla orada
esas teknoloji satabildiğiniz zaman kazanırsı-
nız. Tekfen’in elinde böyle bir teknoloji olma-
dığı için bir ortakla beraber hareket etmek isti-
yoruz. Özel projelerde teknolojiyi mutlaka
yurtdışından sağlayacağımız için, Avrupa veya
Amerika’daki aday firmalarla irtibat ve görüş-
me halindeyiz. Bu belki küçük adımlarla ger-
çekleşecek bir senaryo. Çünkü sektörde büyük
ve deneyimli oyuncular var. O nedenle küçük
büyük demeden, ama kendine özgü tasa-
rımlarla ve Tekfen kalitesinde işleri refe-
ranslarımız arasına katarak, bu sektörde
kalıcı olacağımızı göstermek istiyoruz. Bu-
radaki en önemli avantajımız ise Tekfen’in
bugüne kadar iş yaptığı yerlerde kendini
çoktan ispatlamış bir firma olması. Bu
avantajı da kullanarak kendimizi hızla ge-
liştirmek istiyoruz.
Fatih Can:
Tekfen İnşaat, şu andaki görü-
nümüyle bir müteahhitlik şirketi. Yatırım
ve operasyon bizim halihazırdaki iş mode-
limizle pek örtüşmese de arkamızda bir
holding var. Holding olmanın avantajı da
burada. Holdingin kontrol ve koordinas-
yonunda, şirketler arasında iyi bir işbirliği