46
arkadaşlar, “Çok iyi iş yaptık. Kesin kabul
alırız,” diye düşünüyorduk. Derken diğer 82
adayın da videoları YouTube’a yüklenmeye
başlayınca kendimizden o kadar da emin
olamadık. Hatta sonraki günlerde kabul
edildiğimize dair mesaj alınca, hemen bir-
kaç arkadaşımı aradım. O arkadaşlardan
biri, ben “Amerika’ya gidiyoruz,” deyince
“Niye?” diye sordu. Yani o kadar umutsuz-
luğa kapılmıştık bir ara.
Kaçıncı sıradan girdiniz listeye?
Bahadır Onur Güdürü:
11. sıradan girdik.
Bu değerlendirmeyi yapan jürinin bir kısmı
Mars Society’den, bir kısmı da farklı üniver-
sitelerdeki akademisyenlerden seçiliyor.
Aracı yaparken en çok zorlandığınız
konu ne oldu?
Bartu Demirci:
Tutucu kısmı oldukça zor-
ladı bizi. Beş farklı tasarım yapmam gerekti.
Tanıtım videosunda kullandığımız tutucu
4’üncü, yarışmada kullandığımız 5’inci ta-
sarımdı. Sürekli işin içinde olunca her sefe-
rinde yeni hatalar fark ettik. Yarışmada ro-
bot koldan beklenen şey 5 kg ağırlığı
kaldırabilmesi, alet çantası, tornavida gibi
şeyleri tutup taşıyabilmesi, çeşitli vana ve
kapakları açabilmesiydi. Bize en zor gelen
görev, bir benzin bidonunu tutup, açtığı ka-
paktan sıvıyı içeriye doldurabilmesiydi. O
HEMPROJE, HEM
SPONSORLUK
İLİŞKİLERI, HEMEKİP
İÇİNDEKİ İNSAN
İLİŞKİLERI, HEM
OKULDAKİ BÜROKRATİK
İŞLER, BUNLARIN
HEPSİ BİZİM İÇİN BİRER
TECRÜBE OLDU.
BU, TAKIMIN İLKYILIYDI.
SENEYE ÇOK DAHA
FARKLI VE ÇOK DAHA
BÜYÜK BİR BAŞARI
ELDE EDECEĞİMİZE
İNANIYORUM.
görevi yapmamız gereken gün motor sürü-
cü kartlarından biri yandığından başarılı
olamadık zaten.
Bu aracın amacı nedir? Ne için dizayn
ediliyor?
Bahadır Onur Güdürü:
Mars’ta halihazırda
buna benzer Rover’lar görev yapıyor. Tek
başına alet taşıyor, üzerinde laboratuvar
ekipmanları var, topladığı taş toprak örnek-
lerini analiz ediyor. Hem dünyadan kontrol
edilebiliyor, hem yarı otonom bir şekilde
hareket ediyor. 2030’lu yıllara geldiğimizde
artık Mars’ta bir üs kurulmuş ve astronotlar
orada yaşıyor olacak. Şu anda NASA’nın
tüm çalışmaları bunun üzerine. Takımları
değerlendiren jüride de NASA’dan uzman-
lar vardı. Bizden istenen görevler arasında,
belli bir derinlikten örnek alma, sıcaklığını-
nemini ölçme ve aldığımız örneği hava ge-
çirmez bir kaba yerleştirme gibi işler vardı.
Bu zorluklar zaten NASA’nın birebir çektiği
zorluklar.
Yarışmada deneyimsizliğinizden kay-
naklanan bazı problemlerden söz et-
miştiniz. Bunlar sizi nasıl etkiledi?
Tunç Türker:
Örneğin kalacak yer arama
işine yarışmaya kabul edildikten sonra gi-
riştik. Bir ev bakmaya başladık. Çünkü 20
kişi civarında olacaktık. Ev, aynı zamanda
orada çalışmamızı da sağlayacaktı. Ama
yakınlarda hiç ev bulamadık. Bulduklarımız
da çok pahalıydı. Sonunda yarışma bölge-
sine 3,5 saat mesafede bir ev bulabildik.
Her gün 3,5 saat gidiş, 3,5 saat dönüş ara-
ba kullanmamız gerekti. En büyük handika-
bımız da bu oldu.
Görevler sırasında ne gibi aksaklıklar
yaşadınız?
Bahadır Onur Güdürü:
Dört ayrı görevimiz
vardı. Bunlardan ilki bilim göreviydi. Bilim
görevinde aracı kesinlikle görmeden kulla-
nıyorsunuz. Sizden örnek toplamanız ve
fotoğraflar çekmeniz isteniyor. Bir de çeki-
len fotoğrafların ölçeğini görmek istiyorlar.
Acaba çektiğin şey bir taş mı, dağ mı, onu
görebilmek için. Biz bunun için iki tane cet-
veli birbirine yapıştırıp bir iple topa bağla-
yarak çok basit bir aparat yapmıştık. Buldu-
ğumuz çözüm oldukça beğenildi. Hatta
jürinin ilk dikkat ettiği şey o oldu. Aracın
yanına gelip incelediler, çok beğendiler bu
yöntemi. NASA da bazen böyle basit ve il-
ginç şeyler yapıyor. Mesela bir önceki Mars
görevinde rüzgâr hızını ölçmek için bir
tane sarkaç koymuşlar. Kamerayla sarkaca
bakıyorlar. Sarkaç ne kadar hangi yöne gi-
diyorsa, rüzgârı oradan anlıyorlar.
Bilim görevinde kaçıncı oldunuz?
Bahadır Onur Güdürü:
96 puanla 4’üncü
olduk. Hatta sunum sırasında aldığımız taş
numunelerinde bakteri bulduğumuzu söy-
lediğimizde jüri şaşırdı. Gelip baktılar ama
bakteriyi göremediler. Çünkü bakteriler
uzaklaşmıştı. “Siz bakterilerin neye benze-
diğini gerçekten biliyor musunuz?” gibi
SOSYAL
SORUMLULUK